Koronavirüs salgınına karşı alınan önlemler kapsamında Türkiye’nin tüm illerinde insanların yoğun olarak bulunduğu ya da bulunabileceği cadde ve sokaklarda,meydanlar ve toplu taşıma araç durakları gibi alanlarda sigara içme yasağı getirildi.. Bilim insanları da bir süredir sigara dumanının virüs parçacıklarının daha uzak yayılımına neden olduğu yönünde uyarılarda bulunuyordu.. Geç alınmış bir karar mı yoksa erken mi o konu ayrı.. Sigaranın bir zamanlar her yerde serbest olduğu zamanlar aklıma geldi.. Taksilerde hatta şehir içi ilçe içi minibüslerde bile sigara içiliyordu.. Uçaklar da buna dahil.. Yani yanlarında çocuk varmış bebek varmış kimsenin umurunda değildi.. Ya şehirler arası otobüslere ne demeli?. Eskiden 40 kişilik şehirler arası otobüslerde sigara serbestti.. Her koltuğun arkasında açılıp kapanan bir kül tablası monte edilmişti.. Hani meydan boş,tüttür babam tüttür.. Otobüste çocuk varmış bebek varmış astım hastası varmış kimin umurunda.. Sonradan çift katlı otobüslerin üst katında sigara içenlere bilet satışı yapıldı.. Yani yasaklar direkt değil kademe kademe uygulanmaya başladı.. Bu da sigara emperyalizminin son nefesine kadar dayanmasının bir örneğidir.. Zaten çocukluktan itibaren izlediğimiz yerli ve yabancı filmlerde baş rol oyuncularının dudaklarında sigara hiç eksik olmazdı.. Yani bizim dönem çok gaza gelip bu zokayı yuttu;hepten tiryaki olduk.. Şimdiki gençlik az da olsa şanslı;Çünkü sigaranın zararlarını görsel olarak televizyonlarda ve internet(Sanal medya)ortamlarında izleyip, daha rahat karar alabiliyorlar.. Aslında yasaklar onlara değil;bizim gibi zamanında tufayı yemiş olanlara!.