YAŞAMIMIZDAKİ KEŞKELER – KUŞKULAR – İYİKİLER…
İnsanoğlu belirli bir yaşa gelince yaşamı sorgulamaya başlıyor. Keşkeleri, iyikileri ve kuşkularıyla yüzleşiyor. Oysa zaman geçmiştir. Olanlar olmuştur. Dökülen sütü toplamak mümkün değildir.
İyisi mi bu konularda daha başlarda bilgili, donanımlı olmakta yarar vardır.
Her “keşke” yaşamdaki bir mağlubiyetin takısıdır. Harcanmış hayatların, kaçırılmış fırsatların tutulan yasıdır.
Gerektiğinde edilmemiş bir telefonda, çarpılıp çıkılan bir kapıda, tartışmada en son söylenecekken en önce söylenen bir sözdedir keşke…
Kuşku ise hayatlarımızı için için kemiren kurtçuk gibidir. Çoğunun aslı astarı yoktur. Gerçekleşme olasılığı ile çok azdır. Yapılan istatistiklere göre kuşkuların sadece yüzde onunun gerçekleştiği saptanmıştır.
Öyleyse bu kadar çok kuşku niye? Keşkecilerin ve kuşkucuların hayatı pişmanlıklar mezarlığıdır.
İyi ki öyle mi? Yara bere içimde, yana yakıla, doyasıya yaşanmış bir hayatın iç huzurudur “iyi ki”
Sevgili okurlarım;
Dileğim odur ki; sizlerin ve çocuklarınızın yaşamında iyikiler daima çoğunlukta olsun. Böyle olması sizin elinizdedir. Başarabilirsiniz.
Çocuğunuzun nasıl olmasını istiyorsanız siz öyle olun. Yengeç’ in yavrusu yamuk yamuk yürür. Bunu gören annesi yavrusunu uyarır” Ne o öyle yamuk yürüyorsun? Doğru yürü bakalım”
Yavru yengecin yanıtı ise çok ders vericidir. “ Anneciğim önce sen bir yürü de göreyim, ondan sonra ben istediğin gibi yürürüm” der.
Kimimiz koşullara şekil veriyoruz, kimimizi koşullar şekillendiriyor. Bazılarımız başarılı oluyoruz, bazılarımız da başarılı olanların kanatları altında ömür tüketiyoruz. İşimizle- içimiz arasında geçinip gidiyoruz. Her ne kadar toprak üstünde farklı statüler de yaşasak da toprak altında eşitleniyoruz.
Hayat büyük olayları beklerken geçen zaman değildir. Yaşarken onun hakkını verelim. Zaten bu dünyaya gelmemiz başlı başına bir şans değil mi?
Dünyayı değiştirmek için olanaklarımız sınırlıdır. Onun yerine kendimizi değiştirmeye çalışalım.
Dünyaya kendi kafamızdaki kalıplarla bakmamalıyız. Farklılıkların farkında olmayı ve onlarla uzlaşıcı içinde yaşayabilmeyi öğrenmeliyiz. İlgilerimiz oranında genciz ve aynı oranda kaliteli bir hayat süreriz.
Mum olup yanarak çevremizi aydınlatabileceğimiz gibi; ayna olarak ışığı yansıtarak da dünyamızın aydınlanmasında katkımız olur.
Yaşamımızda KEŞKELERİNİZ – KUŞKULARINIZ olabildiğince az bunun yanında İYİKİLERİNİN bir o kadar çok olması dileği ile…
Saygılarımla,
- Etiketler
ÖNE ÇIKANLAR
KÖŞE YAZARLARI
- İsmail Hakkı ÖZSARI
- ERGENLE İLETİŞİM NASIL OLMALIDIR!
- 24 Şubat 2021- 10:23:53
- Biga Doğuş
- PERDE VE KORNİŞ ALIMI YAPILACAK
- 5 Mart 2021- 14:37:08
- Nevzat Laleli
- AMENTÜMÜZ NASIL OLUŞUYOR
- 1 Mart 2021- 14:44:27
- Ahmet Güran
- UZAYA YOLCULUK
- 15 Şubat 2021- 15:00:10
- ERDEM KARAN
- DAVRANIŞ BİÇİMLERİ
- 3 Ekim 2017- 05:03:21
- MERYEM DOĞRUSOY
- COVİD-19 SÜRECİNDE KORUYUCU BESLENME
- 8 Ekim 2020- 14:45:26
- M. ZAHİT CAVGA
- SOHBETE BAŞLARKEN
- 18 Ocak 2021- 16:23:13
- ALEADDİN YÜZER
- ÇELTİK ÜRETİCİSİN YÜZÜ GÜLÜYOR
- 1 Ekim 2020- 15:18:12