Saygıdeğer Bigalılar  bugün 1 Mayıs 2020 ; 
Ulusal anlamda 1 Mayıs geçirdiği tarihsel mücadele süreçleri ile birlikte  Emek ve Dayanışma Günü olarak  2009’dan bu yana TBMM’de kabul edilen yasa ile Ulusal Bayram olarak kutlanmaktadır. 
Evrensel  anlamda ise 1 Mayıs ise 1890'dan başlamak üzere , "Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü" olarak kabul edilmektedir..
   
Evrensel ve Ulusal anlamda bir bütün olarak ele aldığımızda  dünya mücadele tarihinde  1 Mayıs, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak ağır koşulları geçirerek günümüzde bizleri karşılıyor. 

Türkiye'de  24 Temmuz 1963 tarihinde ilk defa Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Kanunu’nun kabul edilmesi ile tanınan hakların devamı ile  Türkiye işçi sınıfının  büyük bedeller ödeyerek elde ettiği tarihsel kazanımlarının  çoğunu, günümüz yaşam koşulları ile Ülkemizin  neo - liberal politikalara  uyum süreci sonucu, yitirmekle  karşı karşıya kalmış durumdadır. 

Bu koşulun en doğrudan, en gerçekçi  hali bütün Dünyayı sarsan Covid-19 salgını ile herkesin evde kalması istenirken dar gelirliler, işçiler,  emekçiler , kazancı bedeni çalışmasına bağlı olanlar  salgınla boğuşmanın yanında, aç  ve işsiz kalmamak ile de mücadele etmek zorunda kalmaktadırlar. İktidarın bu zor salgın sürecinde dahi , kısa çalışma ödeneği veyahut ücretsiz izin gibi asgari yaşam koşullarının altında yaşamak zorunda bırakıldığı  Ülkemizdeki emekçiler  her zorlukta olduğu gibi, salgında da ağır  yükünü taşımaya devam etmektedir. 

Biga'da da tanıklık ettiğimiz  üzere; salgını yok sayarak halen işçiler işsiz kalmamak adına  fabrikalara gitmeye devam etmekte, esnaflarımız borçlarını ödeyebilmek ve ailesinin ihtiyaçlarını giderebilmek için dükkanının kepengini açmak zorunda kalmakta  ve  temizlik  işçileri  de sabah ezanında şehri temizlemek için yollara düşmektedirler. 
Bu yaşananlar gözler önünde iken  Siyasi İktidar hala ekranlarda 'Aklımız ile dalga geçmek adına'  kısa çalışma ödeneği  ve aylık 1177 TL gibi asgari ücretin yarısı ile yaşama imkanını halka Lütuf gibi sunmaya devam etmektedir. Bir  diğer yandan  salgın sürecinde olağanüstü emek sarf eden sağlık çalışanlarının  korunmasına yönelik Sağlıkta Şiddet yasasının fiili faydasını halen görebilmiş değiliz . Daha dün, hastane  yoğun bakımını oksijen tüpü ile basarak Sağlık emekçilerine  saldıran  sözüm ona hasta yakını elini kolunu sallaya sallaya  sokakta gezmeye devam etmektedir. 

Ayrıca bir diğer husus olan  İktidarın her seçim sürecinde kamu çalışanlarına  vaat olarak sunduğu ek gösterge konusunda da hiçbir aşama kaydedilmemiş ,oylarını alarak taleplerini yıllardır yok saymaya devam etmektedir.  

Bizler ,1977 yılında bütün tehditleri yok sayarak Taksim meydanını sabahın erken saatlerinde itibaren doldurmaya başlayan, bayramlarına  sahip çıkıp, coşkularıyla ,özgür ruhlarıyla alanı dolduran  ışçiler, emekçiler, öğrenciler, kadınlar, çocuklarıyız  ve bizler o neslin temsilcileriyiz

Bizler  uzun yıllar yasaklı kalan 1 Mayıslarda tutuklanan ve göz altına alınan aydınlar, sendika yöneticileri, işçiler, işsizler ve yoksullarız..

Bizler muhalif haber yapmaları sebebiyle tutuklanan ,işsiz bırakılan ,yoksulluğa itilen ,baskı altında bırakılan Basın Emekçileri yiz.


Ve Bizler 30 Mart 2019 yerel seçimlerinden  sonra  Biga Belediyesinde  yasal haklarına sahip çıktığı ve ekmeğine sahip çıkmasına rağmen  işsiz bırakılan  ,ailesiyle  yoksulluğa mahkum edilen  onlarca işçiler ve emekçileriz.


Kaynak: Biganın Sesi