Hele bi bu seçim geçsin de… Son iki ayımız neden bilmem bu şekilde geçti ; hele bi seçim geçsin. Eve tadilat yapalım, hele bi seçim geçsin. Misafirliğe gidelim, hele bi seçim geçsin. Şunu alalım, hele

GEÇEN HAFTADAN Z RAPORU

Hele bi bu seçim geçsin de…
Son iki ayımız neden bilmem bu şekilde geçti ; hele bi seçim geçsin. Eve tadilat yapalım, hele bi seçim geçsin. Misafirliğe gidelim, hele bi seçim geçsin. Şunu alalım, hele bi seçim geçsin. Hele bi geçsin, hele bi geçsin… Alakalı alakasız işlerimizi seçimin geçmesine bağladık. İlk turu geçtik. Bu ve benzeri ,seçimle alakası olmayıp seçim sürecini beklediğimiz işlerimizi erteleyebileceğimiz bir haftamız daha var. Bekleyelim.

Siyaseti bir tarafa bırakıp sosyal açıdan biraz konuşmak istiyorum seçim günü gördüklerimi. Takip edenler bilirler Koruoba köyünde yaşıyorum ve seçim günü köyümde müşahit görevli olarak sandık başındaydım. Heyecanlı bir tipim. Geceden planlamamı yaptım. Biraz özenli hazırlanmak istedim. Kıyafetlerimi hazırladım. Topuklu ayakkabı tercihimdir ancak gün boyu ayakta olma ihtimalini düşünerek spor bir ayakkabı giydim. Su şişemi hazırladım. Telefonumu şarj ettim. Powerbankı hazırladım. Kağıt kalem hazırladım yanımda bulunması için. Yiyecek bir şey almadım , gün içinde Gökhan gelir getirir diye düşündüm. Sabah 7’de herkesle birlikte görev yerinde olup yemine katılmak için uyudum fakat deliksiz bir uyku uyumanın pek mümkünü olmadı.
                Sabah 7’de görev yerine gittim. Şu an aktif olmayan sağlık lokalinde kuruldu sandıklar. Jandarma komutanı, Muhtar ,partilerden gelen sandık görevlileri ve sandık başkanına günaydın deyip kendimi tanıttıktan sonra içeriye geçtim. Açıkçası biz müşahitler olarak nasıl karşılanacağımız konusunda fikir sahibi değildik. Ben çok olumlu karşılandım. Bana sandalye gösterdiler. Eşyalarımı bırakabileceğim yeri gösterdiler. Yerleştim. Benden biraz sonra köyüm imamı da geldi görev için. Pusulalar açıldı. Mühürler basıldı. Sandık hazırlandı. Yemin edildi. Ve saat 8’de hazırdık. Oy kullanmak için gelen köylülerim  zaten çoktan hazırdı. Çünkü oyunu kullanıp hemen tarlaya gitmesi gerekiyordu. Malum domates ekim dönemi.

İlk geleni içeriye aldık. Bizli çekimle konuşuyorum ama ben yapmıyorum aslında. Ben gözlemciyim. Neyse akışı bozmayıp devam edeyim. Seçmenin adını kontrol ettik.Zarfını ,pusulalarını verdik. Mührü nasıl vuracağını gösterdik. Çarşaf pusulayı nasıl katlayacağını gösterdik. İki pusulaya da ayrı ayrı oy kullanacağını vurguladık. Ve oyunu kullanmak üzere diğer odaya gönderdik.

Oyunu kullandı. Odadan çıktı. Zarfını sandığa attı. İmza atıp işlemi tamamlanacak. İmzasını attı ,kimliğini verirken “Hayırlı olsun “ dedim. Kendimi o gün hayırlı olsuncu ilan ettim.

Sonraki , sonraki sonraki …sırası gelen oyunu kullanmak için geldi. Bu gelişlerde dikkatimi bir şey çekti. Nasıl yapılacağını anlattığımız kimi kişiler özgüvenli bir şekilde “tamam biliyorum “ dedi. Kimi “Anladım ,yaparım” dedi. Kimi tedirgin. Biri okuma yazma bilmiyorum dedi. Bu cümle beni çok sarstı işte. Hemen seçmenin kimliğine baktım. Yaşını öğrenmek istedim . 2023 yılında hala okuma yazma bilmeyen biriyle karşılaştığımda yaşının  doksan üzeri olması beni ancak ikna edebilir çünkü. Maalesef genç sayılabilecek bir yaş. Bu beni üzdü. İnsan nasıl okuma yazma bilmez?Neden bilmez? Bunda sorumluluk yalnızca bilmeyenin değil. Çok sorumlu var.
Ve neticede gelinen nokta şu ki ; 2023 yılında köylerde okuma yazma bilmeyen insanlar var.