Bu yazıyı okumadan cemiyet hazırlıklarına başlamayın. Zira çıta bir değişik. Yani yüksek diyemem. Ama çatallı. Herkes aklına geleni yapıyor. Bu cemiyete bu mu, bunu yaparsak bu da saçma olmaz mı diye

Bu yazıyı okumadan cemiyet hazırlıklarına başlamayın. Zira çıta bir değişik. Yani yüksek diyemem. Ama çatallı. Herkes aklına geleni yapıyor. Bu cemiyete bu mu, bunu yaparsak bu da saçma olmaz mı diye düşünmeden aklına geleni yapıyor.

Kazanımımız gelsin:

Çeşitli kültürlere ait kalıp yargıları sorgular.

Bunu 7. Sınıfta kazandırmak istiyorlar ama bakalım biz de yetişkinler olarak kazanabilmiş miyiz bir sorgulayalım.

Başka yerlerdeki varlığını yokluğunu geçiyorum. Biga’da hatim cemiyeti kültürü var. Hatim etmekten bahsetmiyorum. Yani Kur’an Kerim’i baştan sonra okumak onu hatmetmek. Ben bundan bahsetmiyorum. Hatmettikten sonra yapılan cemiyete kafam takılıyor.

Biri kız biri erkek çocuklu ailelerde adettir; erkeğe sünnet düğünü yapılınca kıza da hatim yapılır. Bana da yapıldı. Biliyorum. 86 doğumlu bir çocuğum. Evet bir tarafım çocuk, genel olarak ruhum genç, o ayrı. Ama bahsedeceğim şey çocukluğum. 86 doğumlu bir çocuğum. 2 yaz tatilim camide ,biri de Kur’an Kursunda geçti. 3 yılın sonunda hatim cemiyeti için hocadan  gün aldık. Ailem davetiyeleri bastırdı. Tam hatırlamıyorum ikram olarak ne yaptırmıştık. Sanırım lahmacundu. Lahmacun & Ayran . Ve tabii aile lokumcu olunca, her daim olan ikramımız; lokum. Ancak sade değil cevizli lokum. Benim hatimimi evde yapmıştık. Caminin ses sistemini bir gün önce alıp evi hazırladığımızda babam mikrofonun çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için “Bir bahar akşamı rastladım size…” şarkısını söylemişti. Anneme hoşluk mu yapmıştı bu şekilde bilemiyorum, var bir şeyler. Hatim günüm geldi. Ben annemin o gün için diktiği eteği giydim. Üzerine nasılsa baş örtüsü de örter diye düşünüp kısa kollu bir tişört giydim. Ve iğne oyalı beyaz baş örtümle hatim kombinim hazırdı. Misafirler geldi. Duaya başladık. Ezberimi okudum. Arkadaşlarım okudu. Hocalar duasını yaptı. Takılar takıldı. İkramlar. Ve kapanış. Şimdi düşündüm de kürdan da verilebilirmiş ikramların yanında. Cevizli lokumun hindistan cevizi dişlere takılır zira.

Yıllar yıllar sonra yaptığımız bu şimdiye göre çok basit ve sönük kalan hatim cemiyetini yapmasak olmaz mıydı? Anlamını düşünmeye başladıkça içime sindiremedim. Kur’anı( güya ) bitirdik . 20 kişilik bir sınıfta herkes kendi okuyacağı sayfaya çalışıp giderken diğer sayfaları yalnızca gözle takip edip geçti. Bu içime sindi mi? O zaman evet. Hatta bana denk gelen sayfa ne kadar kolaysa o kadar iyi. Ama sonra sonra içime sinmedi. Baştan sona okunmalı orijinalinden. Sonra Türkçe olarak bir kez daha okunmalı. Üzerine düşünülmeli. Şöyle olmalı . Böyle olmalı.

Ben kendi içimde bunları sorgularken bugün hatim cemiyetlerinde gelinen nokta korkunç.

İlla da hatim cemiyeti yapacağım ben diyen kişi kendine şu soruyu sormalı: Ben daha ne kadar saçmalayabilirim? Çünkü benim de bünyem artık sönük bir hatimi kaldırmıyor. Sönük bir hatim, hiç hatim! O hatimi yapılmamış sayıyorum. Küçük bedenli kızlara beyaz şifon uzun abiyeler giydirilmemişse, başlarına kuaförde türban başı yapılmadıysa,  o başa taç takılmadıysa, simli hatim makyajı yapılmadıysa ne anlamı var hatim yapmanın. Değil mi?

 

İroni yapıyorum elbette. Bunlar bütünüyle abuk sabuk şeyler. Hele ki zannediyorum bu yıl çıktı , hatim kınası, tam bir rezalet. Bindallı giymiş kız çocukları, babasıyla harmandalı oynayan kızlar, teflerle enikonu kına yakılan bir hatim cemiyeti. Aman Allahım bu ne! Bu ne bu böyle ne bu ! Bu ne iç içe geçmişlik! Bu ne karmaşa! Bu ne saçmalık ! Alla’şkına bu ne böyle?

 Eğlence, şaşaa, gösteriş dalında her sektörü deniyoruz. “ Şimdi bööyle yapıyolarmış baksana!”

Dayanak noktası da bu. Şimdi böyle yapıyolarmış. Yapsınlar bakalım. Daha neler görecek bu gözler.

SARMAL