“ Yaşadığı yerin ve çevresinin ekonomik faaliyetlerini analiz eder.”

 “ Yaşadığı yerin ve çevresinin ekonomik faaliyetlerini analiz eder.”

Bu hafta 5.sınıf Sosyal Bilgiler Dersinin bu kazanımını ele almak istedim , çünkü bir Bigalı olarak memleketimi  dışarıdan gelenlere karşı hep savunmak zorunda kalıyorum. Acaba bu savunmam ezber bir savunma mı bunu irdelemek istedim.

Örnek olaylar üzerinden gideceğim. Sene 2008 ya da 09. Üniversiteden tatile geldik. Ev arkadaşım da bize misafir olarak geldi. Denizlili bir arkadaş . İzmir’de ayağı var. Alışveriş sever. Peşin almayı sever. Pazarlık sever. Biga’da geziyoruz. Biga’da senelerdir olan esnafları geziyoruz elbette. O esnafların büyük şehir pazarlarına açılıp ürünleri bize ulaştırdığı yıllar. Bir ürün sordu arkadaşım. Söyledi fiyatını satıcı. Arkadaşım başka bir fiyat önerdi. Kabul etmedi satıcı. Döndük çıkıyoruz. Ve çıktık. Bana çok normal gelen bir süreç. Karşılıklı uymayan teklifler. Almamaktan daha doğal bir şey yok bana göre. A a! Çok şaşırdı arkadaşım. Nasıl seslenip orta yolu bulmak için bir fiyat daha önermedi ki dedi. Bir de kızdı. Ukalalık gibi geldi. Tok satıcı kavramını kullanıyorduk biz o zaman. Hala da kullanılır ya! Bize özgüvenli bir duruş gibi gelir bu. Malına güveniyor ve yatırımı belli ,kazancı belli; illa da satayım diye malını öldürmüyor.

Biga esnafı tok satıcı. Peki böyle mi olması gerekiyor? Bilmiyorum soruyorum. Yıllar içinde bunu sorgulasam da bir yanım hala bunu desteklemekten çıkamadı.  Diğerine alışmadım. Ve de pazarlık yapmayı sevmeyen ve bilmeyen yapım buna hep güvendi. Bu açıdan yer yer de kazıklandığım oldu tabi.

                Diğer bir örneğim; bu kez yıl 2017 ya da 18. Çanakkale’den geliyorum. Hava yağmurlu. Ağaköy’de çocuklar el ediyor. Durdum. Aldım arabaya. Sohbet muhabbet. Abla sen nerelisin dediler. Bigalıyım. Şaşırdılar. Hiç benzemiyormuşum. Allah Allah, siz nasıl insanlarsınız Bigalı hemşerilerim? Hayır böyle söylediklerinde ne diyeceğimi bilemiyorum . Gerçekten soruyorum nasılsınız yani?

                Diğer örneklerim daha günümüzden. Ve şikayetler hep Biga esnafından. Dükkana gittiklerinde ‘ Hoş geldin ‘dememelerinden, aldığı ürünle ilgili yeterli bilgi vermemelerinden, başka bir şeye de ihtiyaç olur mu diye sormamalarından ve tekrar tekrar götürmek zorunda bırakmamalarından. İletişimsizlikten yani. İletişimde hemşeri kayırmalarından, kimlerden olduğunu sorgulayıp ona göre vaziyet almalarından rahatsız dışarıdan gelen birçok kişi. Ben yine hep savunmaya çalışıyorum. Neden böyle algılanabilir bunu düşünüyorum falan.  Başka örnekler düşünüyorum ,söylüyorum. Falan yerdeki nalbur çok ilgiliydi mesela,conta da verdi ,ücret almadı diyorum. O zaten Bigalı değil dışarıdan geldiler diyorlar. Haydaaa!

                Ülke çapında bilinen markalara nazaran yerel esnafların çokluğundan sebep olduğunu düşünenler var. Buna katılıyorum. Ve hemen bir örnek geliyor aklıma. Hala da var olan yerel bir peynir markası seneler önce müşterilerine çok tepeden bakan bir hal içindeydi mesela. Lorunun çok güzel olduğu söylenirdi. Abartıldığını düşünüyorum. Ama hadi öyle olsun. Almaya gidersin. Lor daha çıkmadıysa dükkanın gerisinden bir ses gelir, ‘çıkmadı’ . Ne zaman çıkar? Sormaya devam edersen içerdeki ses dışarı çıkar ama yüzüne pek bakmaz , kıpkısa bir cevap verir.  Ayırmaz, sipariş almaz. Zamanı söylemez. Böyle bilinmezlikler silsilesi bir süt ürünleri alışverişi.  Denk getirip alırsan parayı alır, bir şey söylemez. Hayırlı işler dilersin , güle güle demez. Bugünlere iyi bile geldi !

 Bununla birlikte yanlışların farkında olup sanki bir büyükşehir piyasasındaymış gibi işine nitelik katanlar da tutunmakta zorlanıyor.

Velhasıl memleketimin imajı böyle.

TOK SATICI